Günümüzde Müslümanlar olarak giyim kuşam konusunda ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Huzur içinde bir mağazaya gidip, çoluk çocuğumuza, torunlarımıza, eşimize ve kendimize inançlarımıza uygun kıyafetler almak istediğimizde, gönül rahatlığıyla tercih edebileceğimiz seçenekler bulamıyoruz. Onlarca mağaza gezsek de ya istediğimiz tarzda kıyafetler bulamıyoruz ya da bulduklarımız beğenilmiyor. Peki, bu durumun sebebi nedir ve çözüm için neler yapabiliriz?
Herkes terzi değil; kendi kıyafetini dikemiyor, çocuklarına ya da torunlarına el emeğiyle bir elbise hazırlayamıyor. Bu durumda hazır giyim sektörüne yönelmek zorundayız. Ancak, günümüz moda sektörü, İslami değerlere uygun olmayan bir anlayışla şekilleniyor. Moda dünyasında öne çıkan stiller, genellikle Hıristiyanlık ve Katoliklik kültüründen besleniyor. Kadınlar için yarı çıplak ya da vücut hatlarını tamamen ortaya koyan şeffaf kıyafetler, erkekler için ise ucube diye tabir edilebilecek tarzlar sunuluyor. Dövmeli, küpeli, İslami giyim anlayışına uymayan sakal ve kıyafet tarzlarıyla şekillenen bu sektör, LGBT gibi akımları destekleyen bir yapıda ilerliyor. Bu durum, Müslümanlar olarak bizi rahatsız ediyor ve inançlarımıza uygun giyinme özgürlüğümüzü kısıtlıyor.
Geçmişte, özellikle Osmanlı döneminde, Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında giyim kuşam açısından net bir ayrım vardı. Gayrimüslimler sarık yerine şapka, şalvar yerine farklı kıyafetler giyerdi. Ancak, Fatih Sultan Mehmet döneminde bu ayrım gevşetildi ve Müslümanlar da zamanla gayrimüslimlerin giyim tarzına yaklaşmaya başladı. Bu durum, milli ve manevi kimliğimizin giyimdeki yansımasını zayıflattı. Oysa atalarımız, giyim kuşamda hem estetik hem de İslami değerlere uygun bir duruş sergilemişlerdi. Günümüzde ise moda sektörü, büyük ölçüde gayrimüslimlerin elinde şekilleniyor ve Müslümanlar bu alanda geride kalmış durumda.
Sanayide, teknolojide ve diğer alanlarda milli bir duruş sergilemek ne kadar önemliyse, giyim kuşamda da aynı şekilde bir milli duruş geliştirmek zorundayız. Katolik ahlakına dayalı kıyafetleri “moda” adı altında çocuklarımıza, eşimize ve kendimize giydirmek, yarı çıplak bir neslin varlığını baştan kabul etmek anlamına gelir. Bu durum, hem inançlarımıza hem de kültürel kimliğimize zarar verir. Müslümanlar olarak, kendi değerlerimize uygun, estetik, rahat ve modern kıyafetler sunan bir hazır giyim sektörüne ihtiyacımız var. Böylece on on beş mağaza gezmek zorunda kalmadan, gönül rahatlığıyla kıyafet alabiliriz.
Giyim kuşam, sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda kimliğimizin ve inancımızın bir yansımasıdır. Müslümanlar olarak, moda sektöründe geride kalmayı kabul edemeyiz. Kendi değerlerimize uygun, milli ve İslami bir giyim tarzını yeniden inşa etmek zorundayız. Çocuklarımız, torunlarımız ve kendimiz için on mağaza gezmek yerine, inancımıza ve kültürümüze uygun kıyafetleri kolayca bulabilelim. Bu, sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir sorumluluktur.İslamiGiyim, MilliModa, TesettürModası, MüslümanGiyim, OsmanlıModası, ModaSektörü, MilliKimlik, İslamiDeğerler, TesettürKıyafet, MüslümanModa