Şanlıurfa müziği Yöre Türküleri ve Şiirler

Şanlıurfa müziği Yöre Türküleri ve Şiirler

Şanlıurfa tarihten gelen müzik ve kültür mirasıyla, dünyada ve ülkemizde müstesna bir konuma sahiptir.

ABONE OL
14 Ekim 2022 01:44
Şanlıurfa müziği Yöre Türküleri ve Şiirler
blank
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tarih, bilim, hukuk, inanç, kültür, sanat, edebiyat, medeniyet gibi insanlık kültürünün beşiği Şanlıurfa,

Tarih, bilim, hukuk, inanç, kültür, sanat, edebiyat, medeniyet gibi insanlık kültürünün oluşumuna ve gelişimine önemli katkılar sağlamış, tarihinin her döneminde medeniyetlerin ve kültürlerin buluştuğu, kaynaştığı, kardeşliğin ve hoşgörünün hakim olduğu, başta bütün semavi dinlerin atası Hz. İbrahim olmak üzere, birçok peygamberin doğduğu, yaşadığı mukaddes bir beldedir.

Hakkında sayısız şiir, destan ve metinler yazılan Şanlıurfa, mistik atmosferi, otantik yapısı ve özgün mirası ile şairlere, sanatkârlara, bilim insanlarına hala ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Şanlıurfa tarihten gelen müzik ve kültür mirasıyla, dünyada ve ülkemizde müstesna bir konuma sahiptir.

Şanlıurfa’yı birkaç konu başlığı ile ifade etmek istersek, bu başlıklardan birinin kesinlikle müzik olması gerekir. Kapsamlı bir araştırma yapıldığı takdirde, inanıyoruz ki birçok ilk gibi müzik kültürünün de Şanlıurfa’dan Dünya’ya yayıldığı görülecektir. İnsanoğlunun yerleşik hayata geçtiği ilk şehrin Şanlıurfa olduğu, bilimsel olarak tespit edilince, insanın temel ihtiyaçlarından biri olan müziğin de bu tarihle birlikte başlaması gerekir.

Çünkü, müzik tarihinin insanlık tarihiyle birlikte olageldiği bilimsel bir gerçektir. Meşhur tarihçi Ebul-Farac’a göre de Şanlıurfa Nuh tufanından sonra yeryüzünde kurulan yerleşim merkezinden ilki ve en önemlisidir. Göbeklitepe ve Balıklıgöl’de yapılan kazılarda bulunan bulgulara göre ise Şanlıurfa’nın M.Ö. 9500 yıllık bir tarihe uzandığı tespit edilmiştir.

Tarihte İpek Yolu üzerinde çok önemli bir kavşakta olması, çok çeşitli din, kültür ve medeniyetlere merkez olması dolayısıyla müziği de çok geniş kaynaklardan beslenmiş ve bugünkü haklı ününe ulaşmıştır. Yerleşim merkezi olarak yukarıda zikrettiğimiz tarihlere uzanan Şanlıurfa Tarih, bilim, hukuk, inanç, kültür, sanat, edebiyat, medeniyet gibi insanlık kültürünün’da, musikinin tarihi de aynı seyri takip eder.

Tespit edilen bilgilere göre miladi 168-222 arasında Edessa (Şanlıurfa)’da yaşayan büyük din filozofu, şair ve önemli bir musiki ideologu olan Bardaişan, yeni doğan oğlunun adını “ahenk” anlamına gelen “Harmonius” koymuştur. Bardaişan yazdığı dini şiirleri besteler, başkalarına besteletirdi ve bunları dini ayinlerde kullanarak müziğin eşsiz gücünü ilk defa dini alanda kullanarak, bu konuda tarihe adını yazdırmıştır.

Bu bağlamda ilk kilise müziğinin Urfa kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. M.S. 5.y.y.’a tarihlenen Haleplibahçe Mozaiklerinde, elinde sazıyla müzik icra eden bir müzisyenin resmedildiği bir mozaik tespit edilmiştir. Yine Şanlıurfa’da bulunan birçok mozaikte müzik icrasını temsil eden motiflere rastlanmıştır.

Bunlardan en çok bilineni ve dikkat çekeni Şanlıurfa’nın Eyyubiye ilçesinde yapılan kazılarda bulunan bulgularda sihirli musikişinas Orfius ve onun musikisini dinleyen kuş, aslan, geyik ve melekler betimlenmektedir. Yukarıda vurguladığımız gibi Şanlıurfa musikisini akademik bir bakışla ele alan kapsamlı bir çalışmanın yapılması gerekir.

Bu çalışma, yapıldığında dünya müzik tarihinin gelişimi konusunda yerelden evrensele önemli katkılar sağlayacaktır. Buraya kadar Şanlıurfa’nın tarihsel geçmişi ve müzik geçmişi hakkında girizgâh şeklinde yüzeysel bilgiler vermeye çalıştık. Dolayısıyla tarihi ve müziği yazılı tarihle başlayan Şanlıurfa’nın, musikisini anlatmak kapsamlı araştırmalar ve uzun zaman gerektiren zor bir iştir.

Biz ancak yakın geçmişimizde ve günümüzde Urfa’da yapılan müzik türleri hakkında temel bilgiler vermeye çalışacağız. Buna göre; Şanlıurfa’da günümüzde yapılan müziği üç ana başlıkta toplayabiliriz. Bunlar; Tasavvuf Müziği (Çifteler) Klasik Türk Müziği Halk Müziği’dir.

URFA’DA TASAVVUF MÜZİĞİ (Çifteler)

Urfa’da çok gelişmiş bir dini musiki mevcuttur. Diğer bölgelerdeki dini müzikten çok farklı özellikleri olan bu musiki, yörede “Çifte” adıyla adlandırılmış ve geniş bir kabulle günümüzde de kullanılmaktadır. Çifteler, diğer bölgelerdeki tasavvuf müziğine göre ezgi olarak oldukça kıvrak, coşkulu ve ritme dayalıdır. Bu musikiye ”Çifte” denmesinin sebebi bu ezgilerin koral (toplu) olarak icra edilmesindendir. Aynı zamanda bu meclislerdeki ritimsiz uzun hava tarzındaki solo icralara da “ tek” denmiştir.

Urfa’da Çifteleri incelediğimizde ilk dikkatimizi çeken özellik, Çiftelerin usül profilidir. Çok yoğun olarak onsekizlik usül kullanılmış ve anakruz (eksik ölçü) çok yaygındır. Özellikle curcuna 2+3+2+3 ve aksak semai 3+2+2+3 olarak ölçülen ezgilerin ritminin son üçünden şana girilir. Sofyan 4/4’lük ve sengin semai 6/4’lük de çiftelerde sıklıkla kullanılmıştır. Yine makamsal olarak Çifteleri incelersek Hicaz, Uşşak, Hüseyni, Muhayyer, Hicazkar, Saba, Rast, Segah, Mahur, Karcığar, Gerdaniye vb. gibi çok çeşitli makam ve dizilerin kullanıldığını görürüz.

Çiftelere genellikle “Def” denen büyük Bendirlerle eşlik edilir. Bu musıki de güfteler (söz) ön plandadır. Aynı güftenin değişik ezgilerin üzerinde kullanıldığı gözlemlenir. Çiftelerin günümüze aktarılmasında önemli kaynak kişiler olarak Ahmet Uzungöl, Eskici Dede Osman Aydın, Hafız Halil Uzungöl, Şıh İbrahim karataş, Tenekeci Mahmut Güzelgöz, Hacı Nuri Hafız, Saatçi Yusuf Özer, Şevki Hafız Altıngöz, Akif Baybostancı gibi isimleri sayabiliriz.

  • Bozeyin Oğlu Ahmet (Ahmet UZUNGÖL)
  • Eskici Dede Osman(Osman AYDIN)
  • Bozeyin Oğlu Halil Hafız (Halil UZUNGÖL)
  • Şıh İbrahim (İbrahim KARATAŞ)
  • Tenekeci Mahmut (Mahmut GÜZELGÖZ)
  • Hacı Nuri Hafız Başaran
  • Şevki Hafız (Mehmet ALTINGÖZ) Çiftelere örnek olarak;
  • Mecnun isen ey dil sana Leyla’mı bulunmaz
  • Ey dide nedir uyku gel uyan gecelerde
  • Arzuhal için sultana geldim
  • Aşkınla bu Uşşakı şahaneye dönderdin
  • Ben bir Yakub idim kendi halımda
  • Ben bu dağın ağacıyam
  • Cana bizim esrarımız imlalere sığmaz
  • Ey rahmeti bol padişah
  • Göster cemalin şemini
  • Medine daşına bak
  • Rahmeyle bu dil hastayı naçare ilahi
  • Gel ey derdile yanıcı
  • Mevlam derki doğruca gel
  • Yeşil ördek olsam yarin gölünd
  • Mesti hayranım
  • Ne gam yersin be hey asi günahkar
  • Hoca Efendi Gibi Çifteleri sayabiliriz.

ŞANLIURFA’DA HALK MÜZİĞİ

Şanlıurfa Halk Müziği, ezgilerindeki müzikalite, söz zenginliği, eser sayısı kaliteli ve sistemli icrasıyla Türk Halk Müziği içinde seçkin bir konuma sahip olmuş ve bu özelliklerinden dolayı Şanlıurfa’ya açık konservatuar gibi çok güzel bir benzetme izafe edilmiştir.

Düğünlerde, kına gecelerinde, asbap gecelerinde, dergah ve tekkelerde, mevlitte, dağ yatılarında ve nihayet sıra gecelerinde bu açık konservatuarın usta hocaları, okuyucuları, meraklılarına ders niteliğinde meşkler yapmışlardır.

Şanlıurfa’lıların hayatlarının her evresinde musiki olduğu için halkın büyük çoğunluğu da müzikle yakından ilgilenmiştir. Öyle ki Şanlıurfa’da hoyratlara bile meslek erbapları kendi üslup ve isimlerini iliştirmiştir, örneğin; Bahçacı, Kalaycı, Daşçı, Keçeci Hoyratı gibi; dolayısıyla yediden yetmişe hemen herkes az ya da çok müziğe ilgi duyar.

ŞANLIURFA AHENGİ GRUBU

Şanlıurfa Halk Musikisi Kerkük ve Harput yöresindeki türkü ve uzun havalarla gerek ezgi olarak gerekse de tanımlamalarla benzerlik arz eder. Şanlıurfa’nın etkileşim içinde olduğu bu yörelerle ortak çok sayıda varyant türkü ve uzun havası mevcuttur. Şanlıurfa Halk Musikisi’nin etkileşim içinde olduğu önemli bir merkez de Klasik Türk Musikisi’dir öyle ki şarkı ile türkünün harman olduğu, buluştuğu yerlerden biri de Şanlıurfa’dır.

Şanlıurfa’da yapılan derleme çalışmaları; Şanlıurfa Türküleriyle ilgili yapılan ilk derleme çalışmalarını Yusuf Ziya Demircioğlu başkanlığındaki Dar’ül Elhan Heyeti (İstanbul Konservatuarı) 1926 yılında gerçekleştirmiştir.

Şanlıurfa’da yapılan ikinci önemli derleme çalışmaları 1938 yılında Muzaffer Sarısözen tarafından yapılmıştır. 1976 yılında Kültür Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi’nin Yaşar Doruk başkanlığında yapmış olduğu derleme çalışmaları da özellikle sayı bakımından önemlidir.

Bu çalışmada 350 civarında türkü ve oyun havası derlenmiştir. Bunun yanında T.H.M. sanatçısı ve Folklor Araştırmacısı Mehmet Avni Özbek çeşitli zamanlarda özellik arz eden çok sayıda “Çifte” ve türkü derlemiştir.1990 yılında Şanlıurfa Devlet THM korosu kurulduktan sonra günümüze kadar gelen süreç içerisinde çok sayıda türkü ve çifte derleyerek ya da orijinaline yakın olarak notalayıp ezgilerimizin tesbiti konusunda katkıda bulunmuştur.

Mehmet Avni ÖZBEK Şanlıurfa’da müzik meclislerinde makam geleneği önem arz eder. Genellikle Meşke Divan (Hüseyni) veya Rast makamıyla başlanır ve mutlaka eser aralarında büyük şairlerden Fuzuli, Nabi, Baki, Galip, Rıfat, Fehim, Nezihe Yaşar, Eşref, Furuği, Saffet, Kuddusi, Ziya Paşa ve Şair Abdi gibi şairlerin divanlarından gazeller okunur, hoyratlar söylenir.

Şanlıurfa’da halk müziğinin en önemli etkileşim sahası Klasik Türk Müziğidir demiştik. Şanlıurfa’da günümüzde kısmen ama eskiden mutlaka fasıllara Klasik Türk Musikisi’yle başlanır. Kar, beste, semai ve şarkılardan sonra türkülere geçilir, eser aralarında gazeller icra edilir, hoyratlar söylenir sonra hareketli (ritmik) eserlerle meşk sona ererdi. Bu meşklerin süresi, bazen insanı hayrete düşürür, akşamın erken saatlerinde başlar, sabah gün ışıyana kadar devam ettiği olurdu.

Şanlıurfa musiki meclislerinde genellikle Uşşak, Hicaz, Muhayyer, Hüzzam, Gerdaniye, Saba, Mahur, Çargah, Karcığar, Segah ve Hicazkar dizilerinde uzun havalar, türküler, şarkılar icra edilir.

Şanlıurfa’da gazeller genellikle Uşşak, Hicaz, Kürdi, Navruz, Rast, saba ve Segah dizilerinde ve içinde geçkiler yapılarak icra edilmiştir. Gazellere, sazların taksimiyle başlanır ve gazelin katları (mertebeleri) değişik sazlarla kısa taksimler yapılarak gösterilir, akabinde gazelhan okumaya başlar. Gazellerin bütün mertebelerinin okunabilmesi için gazelhanın ses rejistirinin çok geniş olması gerekir. Çünkü gazellerdeki ses aralığı çok geniştir. Gazelhanın gazelin sözlerinin manasını da bilmesi gerekir.

Yine gazellerdeki en ufak bir telaffuz farkı, güftedeki manayı tamamıyla değiştirebilir. Hemen hemen her Şanlıurfa’lı, bir gazelin sözlerini ezberden okur. Halkın divan şiirine bu derece ilgisi insanı hayrete düşürür. Onun için meclislerde gazel okumak hakikaten bilgi ve beceri gerektiren bir sanattır.

Şanlıurfa’da müzik meclislerinde kullanılan çalgılar Ud, Kanun, Keman, Ney, Cümbüş, Darbuka gibi geleneksel Türk Sanat Müziği sazlarının yanında Halk Müziği sazları Çöğür, Bağlama, yerel bir saz olan Neşetkar, Kaval vs. beraber kullanılmaktadır.

Şanlıurfa türkü ve gazellerindeki ses rejistirinin genişliği, herhalde yukarıda saydığımız klasik sazların kullanımını zorunlu hale getirmiştir. Şanlıurfa Türküleri’ndeki ritim profilini incelersek, yöremizde kullanılan usuller kullanım sıklığına göre 4/4’lük. 10/8’lik, 2/4’lük, 6/4’lük, 12/8’lik 9/8’lik ve ¾’lük olarak kullanılmıştır. Şanlıurfa’ya ait çoğunluğu sözlü kırık hava, sözsüz kırık hava (ayak ve enstrümantal), uzun hava ve gazel formundaki usta malı ezgilerin sayısı yaklaşık olarak 500 civarındadır.

Yörenin önemli kaynak kişileri, Damburacı Derviş, (Mukim)Tahir Oturan, (Kel)Hamza Şenses, (Bekçi) Bakır Yurtsever, Tenekeci Mahmut Güzelgöz, Ahmet Uzungöl, Cemil Cankat, Kazancı Bedih Yoluk, Hacı Nuri hafız, Şükrü Hafız gibi isimleri sayabiliriz.

  • Mukim Tahir (Tahir OTURAN)
  • Kel Hamza (Hamza ŞENSES)
  • Bekçi Bakır (Bakır YURTSEVER)
  • Cemil CANKAT
  • Kazancı Bedih (Bedih YOLUK)
  • Şükrü Hafız (Şükrü ÇADIRCI)
  • Urfa Türkülerine örnek olarak;
  • Fırat kenarının ince dumanı,
  • Yar yüreğim yar,
  • Ne çemen ne sayeyi gül,
  • Al yeşil dökün Anneler,
  • Ayağında kundura,
  • Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş,
  • Dön beri dön beri de yüzün göreyim,
  • Bahçaya kuzu girdi,
  • Bülbüller düğün eyler,
  • Çay içinde adalar,
  • Daracık sokakta yara kavuştum,
  • Evlerinde var badıya,
  • Gele gele geldik bir karataşa,
  • Güvercin vurdum kalkmaz,
  • Habeşin bağında vurdular beni,
  • Harman yeri sürseler,
  • Hayatları değirmi.
  • Kapıyı çalan kimdir?
  • Ordumuz gitti muşa dayandı.
  • Pınara varmadın mı?
  • Sarıçiçek mor menevşe zamanı.
  • Siyah zülfün tellerine,
  • Şu Urfa’nın kapısı,
  • Tanburam rebab oldu,
  • Gittim baktım evlerinin halına,
  • Taşa verdim yanımı,
  • Urfalıyam dağlıyam,
  • Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar,
  • Urfalıyam ezelden,
  • Yaylalar içinde Erzurum yayla.

Gibi türküleri sayabilir.

ŞANLIURFA’DA KLASİK TÜRK MÜZİĞİ

Şanlıurfa müzik meclislerinde Klasik Türk Müziği, çok önemli bir yere sahiptir.

Öyle ki meşklere, ahenklere başlanırken günümüzde kısmen -ama eskiden mutlaka- geleneksel Türk Sanat Müziği ile başlanırdı. Başta peşrev alınır, sonra kar, beste, semailer, şarkılar icra edilir, bilahare gazellerden türkülere geçilirdi. Osmanlı döneminde başşehirlere uzak olmasına rağmen Şanlıurfa’da geleneksel Türk Sanat Müziği icra edilmesi yaygın ve ileri düzeydedir.

Bunda şehrin Osmanlı İmparatorluğu idaresine geçmesinden sonra payitahttan sürgüne gönderilen devrin ünlü musikişinaslarının burada ikamet mecburiyetinde bırakılmalarının payının büyük olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla yörede kullanılan çalgı profilinin de geleneksel Türk Sanat Müziği sazları olması tesadüf değildir.

Musiki, Şanlıurfa’da her zaman büyük ilgi ve değer ifade etmiştir, yöredeki kanaat önderlerinin, bölgenin ileri gelenlerinin müziğe bakış açısı Şanlıurfa’da musikinin gelişmesinde etkili olmuştur. Okuyucular ve sazendeler, bulundukları toplumlarda daima hürmet ve takdir görmüşlerdir.

Özellikle hafız, hoca, aydın tarikat ehli kişiler öteden beri yörenin meşhur okuyucularıdır ve Urfa’da müzik katarının lokomotifi olmuşlardır. Örneğin yakın tarihimizde; Kıde Hafız, Hamit Hafız, Halil Hafız, Ahmet Uzungöl, Tenekeci Mahmut, Dede Osman, Şükrü Hafız, Hacı Nuri Hafız, Şevki Hafız (Altıngöz) ve Mahmut Hafız (Akagün) gibi hanendeler Klasik Türk Müziği’ni iyi derecede icra ederken, bu müziği çiftelerle ve türkülerle de harmanlamışlardır. dolayısıyla meşk trafiği de yukarıda anlatmaya çalıştığımız biçimde şekillenmiştir.

Kıde Hafız Umudumuz ve dileğimiz odur ki başta gençlerimiz ve tüm toplumumuz yeniden o derin musiki zevkine geri dönsün ve dejenere müzikleri dinlemek yerine yukarıda zikrettiğimiz güzellikleri hayatımıza müzik adına hakim kılsınlar.

URFA HABER

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.