0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde üç kıtada at koşturan cihana adalet dağıtan bir Türk imparatorluğu varmış. Zalimlerin korkusu mazlumların umudu imiş.

Lâkin şer devletlerin ve içimizdeki jön Türkler denen devşirmelerin sayesinde koca imparatorluk içerden ve dışarıdan çökertilmiş.

Ancak Türkün devletsiz kalamayacağını bile gavurlar, Yahudileri, Ermenileri Türk kimliği ile yeni kurulan Türk devletinin hücrelerine yerleştirmişler. Türkün kanunlarını, sistemini, kılık ve kıyafetlerini, alfabesini değiştirmişler. Hatta dinlerini bile değiştirmeye çalışmışlar fakat başaramamışlar. Onun yerine laiklik diye bir tohum ekmişler.

Yeni kurulan Türk devletinin içinde devletçikler oluşturulmuş. Ordu ayrı bir devlet, yargı ayrı bir devlet, üst düzey bürokrasi ayrı bir devlet, basın ayrı bir devlet gibi. Bu yeni kurulan Türk devleti ne zaman aslına dönmeye çalışsa darbelerle, kargaşalarla hep engellenmiş.

Devşirme olmayan siyasetçiler ve dava adamları tarafından yavaş yavaş aslına döndürülmeye çalışılarak, artık tam bir Türk devleti olma yoluna girmiş. Tekrardan dünyaya adalet, mazlumlara umut ve zalimlere korku olmaya başlamış.

Büyük Türkiye hayalleri adım adım gerçekleşirken, içimizdeki devşirmelerde boş durmuyor ve bir mıknatıs gibi çürük, çarık zihniyetinin etrafında toplanarak, hırsızlığı, ahlaksızlığı ve hainliği icra ediyorlarmış. Ne faydaki zincirlerini kıran, milli ülkülerin peşinden giden bu büyük Türkiye yi artık durdurmak imkansız olmuştur.

Millet uyanmış, devlet devlet olmaya başlamıştır. Şimdi bakalım tarih tekerrür mü edecek? Yoksa yıkıldığı yerden ayağa kalkan bayrak bir daha inmeyecek mi? Zaman gösterecek….