Urfa Ünlüleri

Urfa Ünlüleri

ABONE OL
4 Kasım 2018 17:49
Urfa Ünlüleri
blank
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Şanlıurfa’nın Ünlüleri, En Eski Türkücüsünden, Şimdi Popülerliğini koruyana kadar hepsi Bu Sayfada. Siyasetçi, Doktor, Şair, Millet Vekili, Bakan, Sağlıkçı, Yazar.

İBRAHİM TATLISES

Türkiye’nin en ünlü sanatçısı İbrahim Tatlıses 1 ocak 1952 yılında 7 çocuklu fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. 70 li yılların ortalarında inşaat işçiliği, demir ustalığı ve leblebicilik gibi işler yapan İbrahim Tatlıses, 80’lerin başında kendisini şöhret basamaklarını tırmanmırken buldu. Müzik çevrelerince çok özel kabul edilen sesi sayesinde, kısa zamanda İstanbul’da sahne almaya başladı. 1977 de “Ayağında Kundura” albümü ile müzik piyasasına giriş yapmış oldu. “Sabuha”, “Dom Dom Kurşunu”, “Bir Mumdur” türküleri halk tarafından çok beğenildi ve uzun yıllar popülerliğini korudu.
Seksenli yıllarda çıkardığı “Allah Allah”, “Kara Zindan”, “İnsanlar” ve “Fosforlu Cevriyem” albümleriyle satış rakamları milyonları buldu.

Ferhat Göçer Şanlıurfa’da doğdu. Öğretmen olan anne ve babasının tayiniyle İzmit’e geldi. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimine başladı. Bundan iki yıl sonra 1988’de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Şan Bölümü ön lisans eğitimini görmeye hak kazandı.
Mecburi tıp hizmetinden dolayı müziğe 1 yıl ara vernek zounrda kalan Göçer, 1994 yılında sahne hayatına “merhaba” dedi.

 

NÂBİ

1641 yılında Şanlıurfa’da doğan Yusuf  Nâbi, genç yaşta İstanbul’a giderek burada eğitimine devam etmiş ve şiirleri ile tanınmaya başlanmıştır. İstanbul’da geçirdiği dönemde birçok önemli isimle arkadaşlıkları olmuş, sarayla da ilişkiler kurmuştur. Bunun da etkisiyle, Halep’te geçirdiği yıllarda (yaklaşık 25 yıl) devletin sağladığı imkânlarla rahat bir hayat sürdürmüştür. Eserlerinin çoğunu Halep’te geçirdiği bu yıllarda kaleme almıştır. Çok güzel bir sese sahip olduğu söylenen Nabi’nin  “Seyid Nuh” ismiyle bazı besteleri olduğu bilinir. 1712 yılında İstanbul’da vefat etmiş olup, kabri Karacaahmed Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

PROF. DR. ABDULKADİR KARAHAN

1913 yılında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde doğan Karahan, İstanbul Üniversitesi, Yüksek Öğretmen Okulu ve Sorbonne Üniversitesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yüksek İslâm Enstitüsü ve Kahire Ayn Şems Üniversitesi’nde profesör olarak görev yaptı. Eski Türk Edebiyatı ve başta hadis olmak üzere İslami ilimler alanlarında 40’ın üzerinde eser verdi. Yurtiçi ve yurtdışında yayınlanan çok sayıda ilmi makalesi vardır. Tasvir, Yeni Sabah, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Güneş ve Türkiye gazetelerinde yazılar yazdı. Milli Eğitim Bakanlığı, İlesam, Türk Edebiyatı Vakfı, Türkoloji Enstitüsü ve daha birçok kurum tarafından kendisine ödül verildi. Dünya Mukayeseli Edebiyat Birliği, Altay İlimleri Daimi Konferansı, İkbal Akademisi’nin yanı sıra birçok milletlerarası ilmi kuruluşun üyesi olan Karahan, 2000 yılında İstanbul’da vefat etti.

M. AKİF İNAN

1940 yılında Ş.Urfa’da doğan İnan, 1952 yılında İlkokulu bitirdi. 1958’de bir grup arkadaşıyla Derya Gazetesi’ni çıkardı. Maraş Lisesi’nden mezun olduktan sonra Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydoldu. İki sene sonra bıraktı.1960 yılında Kahramanmaraş’ta Necip Fazıl Kısakürek ile tanıştı. 1962 yılında tekrar üniversiteye döndü ve 1972’de mezun oldu. Bu süre içinde 1962-1964 yılları arasında Hilal Müessese Müdürlüğü’nü yaptı. 1969’da Nuri Pakdil ile birlikle Edebiyat Dergisi’ni kurdu. İlk kitabı “Edebiyat ve Medeniyet Üzerine”’yi 1972 yılında çıkardı. İlk şiir kitabını ise 1974 yılında “Hicret” adıyla çıkardı.  Daha sonra 1976-1990 yılları arasında Mavera Dergisi’nde kurucu olarak yer aldı. Bu dönemde eğitim enstitüleri için Oktay Çağlar ile beraber Yeni Türk Edebiyatını hazırladı. 1985 yılında “Din ve Uygarlık” adlı denemeler kitabını çıkardı. 1991’de “Tenha Sözler”’i yayınladı. 1993-2000 yıllarında Eğitim-Bir adlı sendikayı kurdu ve başkanlığını üstlendi. Aynı zamanda Memur-Sen Konfederasyonu başkanlığını yürüttü. 2000 yılında Urfa’da vefat etti.

ZÜBEYİR YETİK

Zübeyir Yetik, 1 Ocak 1941 tarihinde Siverek’te doğdu. Bir süre Ankara Hukuk Fakültesi’nde okuduktan sonra,  Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde İşletme İktisadı programında lisansüstü öğrenim gördü. 1958 yılında Urfa’da Haberveren’lerin çıkardığı Demokrat Urfa Gazetesinde köşe yazılarına başladı. İzmir ve Ankara’da bulunduğu 1960-1965 yıllarında çeşitli gazete ve dergilerde görev yaptı. 1974 yılında Milli Gazete’nin başına geçti. Büyük Doğu’nun 1976 yayın dönemi hazırlıkları sırasında Necip Fazıl Kısakürek ile birlikte çalıştı. 2000 Yılında Kurucu Genel Başkan Mehmet Akif İnan’ın ölümü üzerine MEMUR-SEN Konfederasyonu’nun genel başkanlığına seçildi. 1984 yılında Bostan, Gülistan, Mesnevi, Tutîname, Mantık-et-Tayr gibi İslâm Klasiklerindeki hikâyeleri manzumlaştırarak (Yalçın Turgut ve Süleyman Özkonuk’un çizgileriyle) hazırladığı 7 Adet resimli çocuk kitabını Eşi Kâmuran Yetik’in adıyla yayınlayan yazar; Medeniyet Burçları, Ön Soruşturma, Tevhid Üzerine gibi ‘ortak yazarlı’ kitaplara katkıda bulunmuş, Aliya İzzet Begoviç’in “Doğu ve Batı Arasında İslâm” başlıklı kitabının Türkçe çevirisinin felsefe ve siyasal bilimler kavramları bağlamında redaksiyonunu da gerçekleştirmiştir.

KAZANCI BEDİH

Kazancı Bedih adıyla tanınan Bedih Yoluk, 1929 Şanlıurfa’da doğdu. Şanlıurfalı gazelhan, sıra gecesi geleneğinin önemli ustalarındandır. Çocukluğundan itibaren müzikle ilgilendi. cümbüş, ud ve tambur gibi müzik aletlerini çalmayı öğrenerek yöredeki sıra gecelerine katıldı ve sanatını geliştirdi. 2.000’in üzerinde kasette kaydı mevcuttur. Kazancı Bedih, 20 Ocak 2004’te Şanlıurfa’da vefat etti.

TENEKECİ MAHMUT

Tenekeci Mahmut adıyla bilinen Mahmut Güzelgöz, 1919’da Urfa’da doğdu. Mahmut Güzelgöz, yörenin gerçek üslubunu bilen usta bir okuyucuydu. Zengin Urfa müziği birikimine sahip olması nedeniyle uluslararası üne sahip bir “kaynak kişi”dir. Bu özelliğinden dolayı Kültür Bakanlığı’ndan teşekkür almış, üstün hizmet ödülüyle onurlandırılmıştır. 1988 yılında vefat etmiştir.

MUKİM TAHİR 

1900 yılında Urfa’da doğmuş olup asıl adı Tahir Oturan’dır. Mukim Tahir Urfa’nın yetiştirmiş olduğu en ünlü ses sanatkârlarından biridir. Aynı zamanda bestekârdır. 1938 yılında Urfa Türkülerini derlemeye gelen Muzaffer Sarısözen grubundaki heyet Mukim Tahir başta olmak üzere birçok Urfalı’dan türküler derlemiştir. Çarşıda nişe, Havayi deli gönül, Abdonun mezarını, Bu pınar eşme pınar ezgileri Mukim Tahir’den derlenen ve kayda alınan eserlerdir. Mukim Tahir, 1946 yılında Zonguldak’ın Yenice İlçesi’nde vefat etmiş ve cenazesi orada defnedilmiştir.

KEL HAMZA

Kel Hamza lakabıyla tanınan Hamza Şenses, 1904 yıllında Urfa’da doğdu. Şenses’in esas mesleği keçeciliktir. Bağlama, tambur ve cümbüş çalmasını bilen Hamza Şenses, Urfa’nın ünlü ses sanatkârı Mukım Tahir’le aynı dönemlerde yaşamıştır. Hamza Şenses’in altı plak kaydı bulunmaktadır. “Adam Ağladan Oldum, Aşkın Ne Derin Yâreler Açtı Ciğerimde, Diyarbakır Bu Mudur, Kışlalar Doldu Bugün, Nere Gidim Kardaş Nerem Var, Ne Hoş Olur Mahpushane Havası, Urfa Dağlarında Gezdiğim Çağlar” gibi türkü ve uzun havalar Hamza Şenses’ten derlenerek TRT repertuarına alınmıştır. Ses sanatkârı ve bestekâr olan Hamza Şenses, 1939 yılında Urfa’da vefat etmiştir.

SEYFETTİN SUCU

Seyfettin Sucu 1942 Yılında Urfa`nın Kanberiye mahallesinde dünyaya gelmiştir. 1966 yılında İstanbul’da Alaeddin Palandöken isimli bir plak sahibiyle tanışır ve ilk plak çalışmasını “Bu Handan Kervan İşler Bu Handan” isimli uzun hava ile yapar. Kendisine halk tarafından “Şark Bülbülü” lakabı takılmıştır. 1980 yılında yönetmenliğini Hüseyin Peyda’nın yaptığı “Havar” filminde başrol oynamıştır. 45 yaşında yakalandığı amansız hastalıktan dolayı konser için gittiği İzmir’de vefat etmiş ve Urfa Bediüzzaman Mezarlığına defnedilmiştir.

GÜLER IŞIK

Şanlıurfa Siverek ilçesinde doğan sanatçı, daha sonra ailesiyle birlikte Gaziantep’e taşınır. Gaziantep Halk Evinde 2 yıl halk müziği dersleri alır. Ardından çay bahçelerinde program yapmaya başlar. 1977 yılında Ankara Radyosunun açmış olduğu, amatörler yarışmasını kazanır. Profesyonel müzik hayatına böylece adım atmış olur. Sanatçının aynı zamanda 3 sinema filmi bulunmaktadır.

SEYYAL TANER

Seyyal Taner, 1952 yılında Şanlıurfa’da doğdu. En çok bilinen parçaları arasında “Son Verdim Kalbimin İşine”, “Alladı Pulladı”, “Leyla”, “Şiirimin Dili”, “Nanay” ve “Akşamcı Arif” yer almaktadır. 1979 yılında “Asiye Nasıl Kurtulur?” adlı oyunun değişik bir versiyonu olan “Çırpınış” adlı TRT tarihinin ilk TV müzikalini hazırlamıştır.

MÜNEVVER ÖZDEMİR

1975 İstanbul doğumlu olan sanatçı aslen Urfa’lıdır. İlkokulda solfej ve bağlama dersleri alarak müzik hayatına başlayan sanatçı İstanbul Teknik Üniversitesi (İ.T.Ü) Türk müziği devlet konservatuarı ses eğitim bölümünde eğitimine devam etmiştir. 1996 yılında TRT sınavını kazandı. Eğitimini tamamlayarak, MEB bünyesinde müzik öğretmenliği yaptı. İ.T.Ü halk müziğinde yüksek lisansını tamamladı. “Şanlıurfa müzik hayatında iki usta sanatçı; Mukim Tahir ve Bakır Yurtsever” konulu bir tez hazırladı. 2003 yılında, öğretmenlikten ayrılarak TRT’nin kadrolu sanatçısı oldu. Birçok ödüle sahip olan sanatçı, halen TRT yurttan sesler korosunda görev yapmaktadır.

BEHÇET ARABİ

1883 yılında Urfa’nın Kaleboynu mahallesinde doğdu. İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in yakın arkadaşlarından Eba Eyyûb el-Ensâri’nin torunlarından olan ve 400 yıl önce Urfa’ya yerleşmiş bulunan “Arâbizâdeler” lakaplı bir aileye mensuptur. Bu nedenle, yazdığı hat levhalarında “Behçet Arâbi” imzasını kullanmıştır. Medine’de 5,5 yıl askerlik yaptığı sırada Peygamberimizin makamına Şair Nâbi’nin;

“Sakın terk-i edebten kûy-ı mahbub-ı Hüdâdır bu

Nazargâh-ı ilâhidir makam-ı Mustafa’dır bu ”

dizeleriyle başlayan ünlü kasidesi başta olmak üzere çeşitli yazılar yazar. Bu yazılarından dolayı Fahri Paşa tarafından Fırka Yazıcılığı’na alınır ve terhis olduğunda Urfa’ya götürmek üzere kendisine peygamberimizin Sakal-ı Şerif’i hediye edilir. Behçet Efendi, kûfi hariç, nesih, sülüs, divâni ve rik’â gibi yazı çeşitlerini büyük bir ustalıkla kullanmış, ancak en çok celi sülüs ve celi tâ’lik türlerinde eser vermiştir.

ABDULLAH BALAK

1938 yılında Urfa’da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Urfa’da tamamladı. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mezun oldu. Daha sonra Urfa Lisesi’nde matematik öğretmenliğine başladı. Cebir, geometri ve müzik dersleri verdi. Bir dönem Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevini sürdürdükten sonra tekrar öğretmenliğe döndü. Uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra 1994 yılında Harran Üniversitesi kültür, Sanat topluluklarının akademik çalışmalarını yürüttü. 1996 yılında Harran Üniversitesi müzik bölümünü kuranca, bölümün başkanlığına getirildi. 1999 yılında emekli oldu.

ŞİVAN PERVER 

Asıl adı İsmail Aygün olan sanatçı, 1955 yılında Viranşehir’de doğdu. Şair, usta bir bağlama virtüözü ve şarkıcı olan Şivan Perver, Ortadoğu’nun en tanınmış sanatçılarındandır. Müzisyen, Dengbej, tarihçi ve yazar olan Perver, eserlerinde tarihi ve geleneksel temaları yansıtır. Şivan Perver, otuz yılı aşan müzik kariyeri ve üstün yetenekleri ile dünyanın pek çok yerinde önemli müzik ödülleri almış, dünyaca tanınan üniversitelerin fahri doktora dereceleri ile onurlandırılmıştır. Perver, 2004 yılında, toplumda sanat ve kültürün gelişimine ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak üzere, uluslararası hayırsever girişimler eşliğinde, Almanya’nın Frankfurt kentinde Şivan Perver Uluslararası Kültür Vakfını Kurmuştur.

MEHMET UZUN

Mehmet Uzun 1953 Siverek doğumludur. 1977 yılından itibaren İsveç’te yaşamış olup, yazdığı kitapları yirmiye yakın dilde yayınlanmıştır. Uzun yıllar İsveç Yazarlar Birliği yönetim kurulu üyeliği ve İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği üyeliği yaptı. Ayrıca İsveç Pen Kulübü ve Uluslararası Pen Kulüp’te aktif olarak çalıştı. Yakalandığı mide kanseri nedeniyle uzun süre tedavi gören ünlü edebiyatçı, 11 Ekim 2007 günü Diyarbakır’da yaşamını yitirdi.

 

YILMAZ GÜNEY

Asıl adı Yılmaz Pütün olan ünlü sanatçı 1 Nisan 1937 Siverek doğumludur. Sinema oyuncusu, yönetmen, senarist ve yazardır. “Çirkin Kral” lakabıyla tanınan sanatçı, birçok filmde rol almış, aynı zamanda yönetmenlik ve senaristlik yapmış ve filmleri uluslararası festivallerde çeşitli ödüller almıştır. Güney adlı bir sanat-kültür dergisi çıkarmıştır. 1984’te mide kanserinden ölen Yılmaz Güney, son yıllarını Paris’te geçirmiş ve ölümünden sonra Paris’te bulunan “Père Lachaise Mezarlığı”na gömülmüştür.

Tüm Yorumlar (2)
  • blank
    Harun Hilvan

    Daha Saymadığınız Bir Sürü Sanatçı Ve Ünlü var.

    +0
    -0
  • blank
    Hediye

    Urfamız Sadece ihtiyacımız olan şey!

    +1
    -0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.